Kayıtlar

Haziran, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gönle Düşen 1

Mutluluğum kursağımda kalmasın Hiç kimse düştüm, yıldım sanmasın Yoruldum deme, can sakın deme ki Canlar yanmasın analar ağlamasın Başı dik bağrı yanık gönüllerin sevdalısı Geçmişi karanlık gemisi batıkların belalısı Ciğeri beş para etmezlerin ölüm salası Huzurun, muhabbetin, kardeşliğin mayasıyım Çekmedim elimi üzerine yemin ettiğim kutsalımdan Geçmedim uğruna kan döktüğüm vatanımdan Al kırmızı bayrağımdan çinetmediğim namusumdan Geçmedim kınalı kuzumdan yanık sesli sazımdan

Herkese En İçten Duygularla Teşekkür

Resim
Her yerin kendine has bir zamanı ve tatlı telaşları vardır. Marmara İlahiyat Fakültesi’nin de tatlı günleri var şüphesiz. Marmara İlahiyat Fakültesi’nin tadına tat katan bir hocamızın Fakülteye yeni başladığımızda fakülte bahçesinde bir sohbet esnasında “gül bahçesi bülbüllerine kavuştu Elhamdülillah” dediği gibi muhakkak talebeler. Gül-i zar bülbülleriyle cıvıl cıvıl elhamdülillah. Dönemler bir bir devrilirken, vizeler, mazeretler derken finalleri de devirmenin kimilerimiz mutluluğunu yaşıyor kimilerimiz bütlere kalmanın telaşını… Dönemler dönemleri kovaladı şüphesiz, neler değişmedi ki, önce dekanımız, sonra yeni hocalar hatta İlahiyat Fakültesi’nden, İnşaat Fakültesi haline gelen fakültemiz. Hele her gün hatta günde iki defa değişen güvenlik ve kimlik gösterme çilesi! Hepsinin bizde bıraktığı tatlı izler ve izlenimler var şüphesiz. Acı olanlar da yok değil hani. Mesela BYS’ye girince FF, DC, CC gibi göze hoş gelmeyen harfleri görmek. Koca bir dönemin son sınavını on sorulu

DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Resim
Herkes bir şey söyledi güya sözüm ona Gezi Parkı protestosu ile alakalı. Öyle bir manzara var ki insan kafasını ellerinin arasına alıp aklıselim ile düşündüğünde dönen dolapları anlamaması mümkün değil. İnsanın Ya alıcılarının tamamen kapalı olması ya da itiraf etmesi gerekiyor anlamak istemediğini bütün bu dönen oyunları. Kibir, gurur ve ben yaptım oldu mantığını bir kenara bırakıp büyük küçük herkesin düşünmesi akletmesi gerek. Özellikle anne babalar ülke otoritesini değil evdeki otoritelerini tekrardan gözden geçirmesi gerek. Aile içindeki zafiyetimizi ortaya koydu aslında bu ülke içindeki uydurma hikâyelerden çok. Maneviyatı pamuk ipliğine bağlı gençler yalanların gölgesinde nasılda küçücük kıvılcımla ateş topuna döndü. Sormak lazım niçindi bu protesto düşündünüz mü? Doğayı korumak için mi?  İki ağacı korumak için yaptığınız protestoda milyonlarca ağacın dikilmesine engel olduğunuzu düşündünüz mü? Vatan için mi? Vatan için mücadelemiz dediniz de, Vatan için Çanakkale’

Tencere ile Başlayan Devrim !!!

Resim
Malum olduğu üzere birkaç gündür devam eden sözüm ona birkaç ağaç!!! İçin başlayan protestolar sonrasında provokasyona dönüştürüldü. Kimler yoktu ki orada CHP, BDP, MHP, ÖDP, İP daha aklıma gelmeyen sözde hak savunucuları özde halk ve hak istismarcıları… Daha kimler mi vardı, kimler yoktu ki; Ağaç için ayağa kalktığını söyleyip “beden benim bedenim” diye kürtaj savunucuları Müstehcen video sitelerinin engellenmesini protesto edip p.. dokunma diye sokaklarda eyyamcılık yapanlar. Doğuda PKK’ın çekilmesiyle yatışan olaylardan neması kesilenler, Seçimle başa gelemeyeceğini anlayıp artık umudu kesilen ve darbeden medet umanlar. Ayakta durmaya takatı kalmamış içmekten ve uyuşturucu kullanmaktan gözleri içeri geçmiş sanatçı müsveddesi. Yakın gelecekte yine çıkıp neden atanamıyoruz diye bir yerlerini yırtacak güya ipini İP’çilere teslim etmiş sözüm ona üniversite gençliği. Yumuşaklığı, genelevleri savunup okullarda din dersine karşı çıkan hatta ezan’a bile tahammül ede