DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
Herkes bir şey
söyledi güya sözüm ona Gezi Parkı protestosu ile alakalı. Öyle bir manzara var
ki insan kafasını ellerinin arasına alıp aklıselim ile düşündüğünde dönen
dolapları anlamaması mümkün değil. İnsanın Ya alıcılarının tamamen kapalı olması ya da
itiraf etmesi gerekiyor anlamak istemediğini bütün bu dönen oyunları. Kibir,
gurur ve ben yaptım oldu mantığını bir kenara bırakıp büyük küçük herkesin
düşünmesi akletmesi gerek. Özellikle anne babalar ülke otoritesini değil evdeki
otoritelerini tekrardan gözden geçirmesi gerek.
Aile içindeki
zafiyetimizi ortaya koydu aslında bu ülke içindeki uydurma hikâyelerden çok.
Maneviyatı pamuk ipliğine bağlı gençler yalanların gölgesinde nasılda küçücük
kıvılcımla ateş topuna döndü. Sormak lazım niçindi bu protesto düşündünüz mü?
Doğayı korumak için
mi?
İki ağacı korumak için yaptığınız protestoda
milyonlarca ağacın dikilmesine engel olduğunuzu düşündünüz mü?
Vatan için mi?
Vatan için
mücadelemiz dediniz de, Vatan için Çanakkale’de, Sakarya’da, Sarıkamış’ta,
Yemen’de, Şam’da, Filistin’de, verilen mücadeleleri düşündünüz mü?
Vatan için dediniz
de, Kurtuluş Savaşı’nda 1. Dünya Savaşı’nda çiğnetmemek için verilen mücadeleyi
ve sizin protestonuzda çiğnenen manevi ve maddi değerleri düşündünüz mü?
Namusu
kirletilenleri, anasına, bacısına, dinine, peygamberine, kitabına hatta
Allah’ına küfredilenleri ve küfredenlerle aynı safta olduğunuzu düşündünüz mü?
Recep Tayyip Erdoğan
için mi?
Tayyip istifa
dediniz de, düşündünüz mü bu memlekete hizmet ettiği için asılan Adnan
Menderes’i ve zehirlenen Turgut Özal’ı?
Atatürk için mi?
Atatürk’ün
askerleriyiz dediniz de, Gazi’nin askerlerini tarif ederken “Sarsılma yok, okuma
bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve Cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise,
Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar” deyişini ve sizin bir
elinizde alkol bir elinizdeki sopaları düşündünüz mü?
Atatürk için
mücadelemiz dediniz de, düşündünüz mü Gazi’nin “Yurtta sulh cihanda sulh”
sözünü?
Ordu için mi?
Asker göreve derken
düşündünüz mü; 1960’te, 80’de savunduğunuz ağaçlardan yapılan darağaçlarında
sallandırılan körpe suçsuz fidanları, hiç düşündünüz mü pervasızca “haksızlık
olmasın diye bir sağdan bir soldan astık” diyen pervasızları?
Düşündünüz mü bir
dönem sizler gibi protesto yapanları hatta suçsuz olduğu halde faili meçhullere
kurban gidenleri ve bugün evladının naşına ulaşmak için çırpınanları?
Ekonomi için mi?
2001’i düşündünüz mü
zihni küflenmiş iki devlet adamının içi küflü, kokuşmuş anayasa kitapçığını
yüzlerine fırlatmaları çöpe giden milyarlarca dolarları, hortumlanan bankaları,
şirketleri ve evine ekmek, çocuğuna don alabilmek için feryad-ı figan eden
anneleri, babaları?
2001’de başbakana atılan yazar kasayı ve
ülkenin üzerine karabasan gibi çullanan IMF’yi ve esnafın, tüccarın, ülkenin
kapkaranlık halini ve bugün istifa et dediğiniz insanların IMF denen asalağı
gönderişini?
Düşündünüz mü
2002’yle birlikte bir anda atağa kalkan ülkenin bütün engellemelere ve
statükoya rağmen yükselişini, şantiye haline gelişini?
11 hükümet, 16 bakan
eskiten Bolu Tünelini, bölünmüş yolları, her ile yapılan havaalanlarını ve
otobüs bileti fiyatına inen uçak biletlerini?
Düşündünüz mü; hızlı
trenleri, marmarayı, metrobüsü, acil durumda ambulans bulamıyorken evinizin
önüne inmek için hazır bekleyen acil sağlık helikopterlerini?
Karşı çıkarken
düşündünüz mü alkole heba edilen binlerce aileyi, trafik kazalarında giden
canları, kulağınıza geliyor mu alkol sebebiyle ayrıldığı için anne babası,
feryat eden kimsesiz çocukların bekleşirken ki feryat edişleri?
Düşündünüz mü,
masumane başlayan protestoda kürtaja, alkole, uyuşturucuya karşı çıkanlarla
aynı safta yer aldığınızı aslında onların amaçlarının sizi desteklemek
olmadığını?
Tencere, tavaya
vurup gecenin 12’sinde sokakta nara atarken düşündünüz mü hastası olanları,
sınavı olanları, araştırma yapanları ve bu ülkenin geleceğine bir şeyler katmak
için çırpınanları?
Düşündünüz mü; Sizi
desteklediğini hatta bütün gündemlerine bir anda sizi koyan Avrupa’nın ve diğer
harici ve dâhili düşmanların aslında hayranlıkla sizi izlemediğini, leş kargası
gibi, akbaba gibi ne zaman tökezleyecek diye beklediğini?
Düşündünüz mü bir
günde faiz lobisinin cebine inen milyonlarca dolarları ve bunu yapmasaydınız
hangi yatırımların gerçekleşeceğini?
Polise taş atarken
ve küfrederken düşündünüz mü; sadece 5 ay içinde 12 canlı bomba
yakaladıklarını, tecavüze uğramak üzere olan kızı kurtardıklarını, yıllardır
aydınlatılamayan faili meçhulleri aydınlattıklarını. Uykuya rahatça dalarken
kuş tüyü yataklarınızda sokaklarda uykusuz sabahlayanları?
Düşündünüz mü;
Ortadoğu’ya hükmeden bir Türkiye’yi Avrupa’nın neden karıştırmak istediğini?
Düşündünüz mü;
değişen dünya şartlarında Avrupa’nın Türkiye’ye bağımlı hale geldiğini?
Düşündünüz mü Yavuz
Sultan Selim’in ticaret yollarını eline geçirmesiyle kimyası bozulan Avrupa
ile, transit ticaret yolu ve enerji koridoru haline gelen Türkiye’yi istemeyen
Avrupanın aslında aynı Avrupa olduğunu?
Düşündünüz mü
Avrupa, ABD, Rusya, Çin gibi tuzu kuru ülkelerin her klasmanda liderliğe koşan
Türkiye’yi neden istemediğini?
Şimdi Düşündünüz mü
Avrupa’nın neden size alkış tuttuğunu?
İSTENENLERİ
GÖRDÜYSENİZ, DUYDUYSANIZ YA DA EN AZINDAN AKLISELİMLE DÜŞÜNDÜYSENİZ OYUNU
FARKETTİĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORUM….
Yorumlar