Kayıtlar

Mayıs, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yavuz Sultan Selim ve 3. Köprü

Resim
Yavuz Sultan Selim ve 3. Köprü ne, alaka diyebilirsiniz belki. Aslında zahiren bakınca çok alakası yok ancak ismin arka planında yatan hakikatler zihinlere mesaj anlamında çok alakaymış dedirtecek cinsten. Dünya devletlerinin ileri diye nitelenen ekonomik, askeri ve ilmi anlamda öne çıkanlarının başka bir memlekete ordularla girip silahla savaşmak ya da dünyanın her bir devletine ayrı ayrı ordu savaşları açmak yerine daha etkin ve masrafsız olan psikolojik savaş içine girdiklerini görüyoruz. Zihinlerinde yatan asıl maksatlarını dünya gündemine açık ve net bir ifşa ile değil yaptıkları operasyonlara verdikleri isimlerle ya da yayınlarla yansıtıyorlar. Bir nevi fiilleri ile zihinlerini konuşturuyorlar. Yıllardır en saçma şeylerde DOODLE yapan İstanbul’un fethine gelince google yapan google gibi. Avrupa’nın İstanbul’un fethini kabullenemediğini hala içinde bir ukde olduğunu görebiliriz. Bazı cahillerin dediği gibi unutma değil bilinçli bir mesaj bu dünyaya. Bugün Türkiye için d...

Yine Yeni Yeniden Sevmek Her şeyi

Resim
İnsan hayatında aslında hiçbir şey kavram olarak köklü bir değişime uğramaz. Sadece sıralama değişir. Öncelikler değişir. Örneğin mutluluk, nefret, huzur, rahatlık hep vardır insanın hayatında. Sıralamalar farklıdır. Bugün sevdiğiniz, sevginizin ön planda olduğu birine karsı yarın nefretinizi ön plana çıkarır sevginizi ve muhabbetinizi biraz ötelersiniz. Yani Amerika’yı yeniden keşfetmezsiniz. E o zaman hayat vitrine benzer bir marketteki. Yeni insanlar, yeni yüzler, yeni tecrübeler ister doğal olarak ve kendini yenileyebilen yeni kalabilir ruhen. Beden gelir ve geçer hiç fark ettirmeden. Hiç öyle yok ya demeyin hemen, en yakınnıızdaki ihtiyar birine yönelin sorun bakalım nasıl geçti bunca sene diye… Bir film şeridi gibi diyecektir. Eğer raflar yenilendi ise ruhlarda yenilendi demektir. Her şey mi değişen, yenilenen, tabiî ki değil. Değişmeyenler de var, olmalı da. Örneğin kadim dost dediğimiz antikalar vardır. Gün geçtikçe kıymetlerine kıymet katarlar. Onlar durur bi...

Bugün dünyanın en özel insanıydım, sen de öylesin!

Resim
Yataktan kalktım ve bedenim akşamki gibi sapasağlamdı, hızlıca indim üzerimi giyip hızlıca çıktım her şeyim tam ve sorunsuzdu. Ayakkabılarım boyanmış ve gayette şıktım. Durağa gittim otobüs şoförü benim için kapılarını açtı otobüsün, boş koltuklardan birine yerleştim trafik benim için rahat ve her şey normaldi. Şoför benim için durağa yaklaştırdığı otobüsün kapılarını büyük bir nezaketle açtı ve buyurun dercesine bekledi ta ki ben inene kadar.  Otobüsten indim ve vapur beni bekliyordu sahilde... Benim için uzatılan sürme iskele vasıtasıyla girdim içeri ve güverteye geçip en manzaralı yere oturdum,  beni takip ediyordu martılar, insanlar... Konuşabiliyor, yürüyor, işitebiliyor ve o müthiş manzarayı görebiliyordum. Görevliler çayımı suyumu getirdi. Hizmetime amade olmuştu herkes. Sonra kaptan büyük bir incelikle beni incinmesin diye sarsmadan yaklaştırdı vapuru iskeleye, vapura sürme iskele benim için verildi yürüdüm ve benim için açılmıştı sonuna kadar kapılar çıktım iskele...

Pardon; Bi Bakar mısınız, Biz Kimiz?

Resim
Unutkanlıkta ve bir olayın unutturulmasında üzerimize bir millet daha var mı bilmiyorum. Olaylar gösteriyor ki yok, olması da düşünülmemeli. “ Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir ” diyor büyük mütefekkir Cemil Meriç. Bu güne kadar bir karınca boyu yol alamayışımızın arkasında usulsüzlüklerimizin derin uçurumlarından çıkamıyor olmamız yatıyor maalesef. Vuslat çok uzak. Karamsar bir tablo çizmek değil amacım ama görünen köye kılavuza ne hacet… Her şey ortada. Gençlik ve orta yaşın hemen kenarında olan zihinler futbol morfini ile uyuşturulmuş ve çoktan başlanmış ameliyata. Fikir üretecek, ortaya yeni bir şeyler koyacak, bu milleti ayakta tutacak hedeflere emin adımlarla yürüyecek kadroları tıpkı karanlık sularda efsane bir ahtapotun gemiyi sarması gibi sarmış futbol denen illet… Üretemez, düşünemez yeni bir şeyler olduğunda tepki gösteremez adeta komalık, beyin ölümünü bekleyen bir hasta misaliyiz. Ayeti Kerime’de “ nereye bu gidiş” buyruluyor. Allah’ın azabıyla korkutulmaktan r...

Bayram mı Savaş mı ?

Resim
İnsanlar garip anladık bunu da bizim ülkemizde kraldan fazla kralcı olan insanları anlamakta zorluk çekiyoruz haliyle. Bugün birileri tarafından işçi bayramı tayin edilmiş bayram mı yoksa çatışmamı bir türlü çözemedim. Birde sendika adı altında terörize kuruluşlar var ki bu milletin polis olan evladı ile işçi olan evladını birbirine kırdırmaktan zevk alıyorlar. Tuzları kuru ne de olsa gariban ananın garip evlatları birbiri kırmış geçirmiş kimin umurunda. Eline bir sapanla binlerce misket, zihnine zehirli üç-beş cümlecik, cebine üç-beş kuruş harçlık ve midesine de bir günlük idare edecek extacy verilen ve daha ne yaptığını bile bilmeyen körpe bir o kadar anarşileşmiş dimağlar sokakları tarumar etti yine. Eğer işçi iseniz yüzünüzde maskenin, elinizde molotof kokteylinin ne işi var. İşçi değilseniz eğer işçinin emeği, göz nuru ve alın teri ile desteklediği sendikaları terörize etmedeki amacınız ne? Bütün ortaya çıkan manzaraları fotoğrafın bir bütünü olarak incelediğimizde gör...