Hiçbir Şey Yapmadık!!!

Onlar yılmadılar hiçbir zaman, batıl davalarında canhıraş gayret ettiler yapmadıkları tek şey çektikleri ya da çektiklerini iddia ettikleri zulüm karşısında edebiyat yapmamaktı.
Peki, ne yaptılar. Ne yapmadılar ki.
Örgütlendiler her şeyden önce, susmadılar, haykırdılar ciğerlerindeki nefes tükenene dek. Nerede onlar adına bir oluşum, bir hareket var hep birlikte birken bin olup batıl da olsa dava arkadaşlarının yanında yer aldılar. Copsa cop, suysa su, plastik mermiyse plastik mermi, gaz bombası hatta kimi zaman kim vurdu olsa bile kurşun yediler hep birlikte. Susmadılar batıl davalarının peşinde...
Onlar Tanrı’ya sığınmadılar, hemen zor görünce Tanrım sen bizim yerimize mücadele et demediler Yahudiler gibi, mücadele ettiler Luther gibi... Sonunda başardılar batıl da olsa Allah çalışana çalıştığının karşılığını vermeyi vaat ediyor çünkü. Asıl olan çalışmak, gayret, sebat etmekti.
Bizler ah bizler, ne yaptık dersiniz. En başta sustuk, sonra ayrıştık. Şeyhlerimizi, cemaatlerimizi kapıştırdık tıpkı mahalle arasında iki veledin babalarını gıyaplarında benim babam döver senin baban döver diye kapıştırdıkları gibi. Oysa ne babaların haberi vardı ne de şeyhlerin. Biliyor musunuz duyduklarında da bizim veletler böyle diyor hadi kapışalım demediler gülümsediler ve geçtiler, şeyhler de öyle müritler uçursun uçmaya talip olan yok ki.
Onlar örgütlenirken biz var olan örgütlerimizi de ayrıştırdık. Mehdiyi kim getirecek yarışına girdik. Kimi zaman Tanrı’ya ısmarladık temeli olmayan gökdelenleri, kimi zaman kazığı çıkmış deveyi. Çivisi çıkmış kapıyı Tanrı ayakta tutsun istedik. Kim kimin kulu hala karar verebilmiş değiliz görünene göre. Oysa biz kimseyi hukuksuzluğa davet etmedik, gelin polisle çatışalım demedik, cop yiyelim, tomanın karşısında duralım, taş yağdıralım aynı sulbün evlatlarına demedik. Kıralım, dökelim, tarumar edelim demedik. Kimseye sövün, kimseyi dövün demedik. Diklenin de demedik ama dik durun dedik. Hakkınız olanı bugün lazım olmayacak olsa bile sadece hakkınız olduğu için de olsa alın dedik. Her şey hukuka uygun olsun herkes haddince bu yola revan olsun istedik. Sana dokunmayabilir bu yılan ama senden sonra gelen herkese dokunacak bilesin istedik. Diğerkâm olmalısın İslam her şeyiyle bunu emrediyor dedik ama dinletemedik. İyi mi bir de mühür yedik.
Sustuk ama haksızlık karşısında, öyle ki tarafsız olduğumuzu bangırdadık mahalle kahvehanelerinde evlerimizin mahalleye nazır gömmelerinde. Cemil Meriç ne güzel cevap veriyor bu boş tenekelerden çıkan gürültülere “Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur”. Tanrıya ısmarladık temeli çatırdayan kâgir evlerimizi, o korur, o savunur bizi. Sen ne yapacaksın? El ense yapıp çıkacak kararın keyfini tadacağım dercesine umursuz ve şuursuz davrandık. Aslında çok güzel de bir şey yaptık EDEBİYAT. Sayemizde yeni bir edebiyat türü gelişti, “Mazlumluk Edebiyatı”. Sınırı yok, haddi dersen hak getire. Fütursuzca zulmettik Kuran’a ve İslam’a. Kendimize sorular soramadık korktuk aynanın karşısında suratımıza patlayacak tokattan.
Güya Müslüman’ız sormadan edemiyorum harbi biz neyin Müslüman’ıyız.  Herkes kendine sorsun istiyorum İslam neyi emrediyor, Kur’an neyden bahsediyor, sünnet neyin beyanı, yıllarca bizim için patlayan kafalar bize hangi hakikati haykırıyor. Peki, biz ne yapıyoruz?

Sorun kimde?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karınca Bedduası

Kıymetli Dostlarım

İtiraf