AkParti’nin Olağan 4. Kongresini Doğru Okumak


Çıraklık, kalfalık derken ustalık döneminin de sonuna yaklaşan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AkParti 4. olağan kongresi ile adeta kan tazeledi. Yıllarını koalisyon hükümetlerinin çapsız siyaseti ile heba eden Türkiye 2002’den bugüne adeta Usain Bolt gibi atak üzerine atak yaptı. Hem fiziki anlamda, hem de manevi anlamda gözü kör olmayan, hislerini kaybetmemiş hala vicdanıyla duyumsayan kişiler Türkiye’nin bu atılımların şüphesiz farkındalar. Kur’an-ı Kerim’de Araf Suresi 179. ayette buyrulduğu gibi gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayanlar için dua etmekten başka bir şansımız galiba bulunmuyor.
Dün gerçekleştirilen 4.olağan kongreye gelecek olursak, bilmiyorum fark ettiniz mi içerisinde hem meydan okumayı, hem birlikteliği, hem cesareti, hem de İslam âlemine bir haykırışı barındırıyordu. Her organizasyonun tabiî ki kendince bir takım kusurları olabilir, dört dörtlük olmazda 3,99’luk bir organizasyon ortaya çıkabilir, tabi bu işin şakası. Yıllardır darbeler, muhtıralar ve askeri vesayetler altında adeta şamar oğlana dönen bir milletin şahlanışıydı 2002. Bir kendine geliş, ipleri tekrardan ele alış, bir örnek ülkenin doğuş yılı bugün halen yılların tokat yemişliğinin sersemliği üzerimizde olsa da. Birileri hep doğum sancısı çekilen dönemlerde akla gelmedik dümenler çevirecektir onlar görevini yaparken bu ülkenin aziz halkı da görevini yaptı ve koalisyon hükümetlerinin çapsız siyasetinden kurtardı hem kendini, hem de ülkeyi. Necmeddin Erbakan hoca İslam birliği dediğinde birileri yakasını toplamış ve 28 Şubat’ın bot sesleri tüm şiddeti ile duyulmaya başlamıştı. Herkesinde bildiği gibi başına örülmedik çorap kalmadı ve bütün bir deha israf edilip en sonunda geldiği yer olan toprağa tekrardan tevdi edildi Allah rahmet eylesin. Allahu a’lem toprak hocanın kıymetini bizim milletimizden daha çok bilir. Toprak kıymet mi bilir demeyin... AkParti geldiği iktidar yıllarının ilk başından beri hep kaçtı beklide, İslam Birliği söylemini aşikâre kullanmaktan ama hep onu İslam Ülkeleri’nin mazlum halklarının arkasında hak davalarını desteklerken gördük. Filistin’de, Arakan’da, Mısır’da, Libya’da ve Kosova’da, Saraybosna’da ve daha sayamadığımız nice beldelerde tıpkı ecdadı Osmanlı’dan gördüğü gibi.
Kongreye katılan ve genel kurulu izleyecek devlet liderleri ve ülkelerin temsilcilerini sayacak olursak 37 ülke temsilcisi ve başkanı… Ulusal, bölgesel ve uluslararası bir kongre. Sizce de garip değil mi bir siyasi partinin kongresinin 3 boyutlu bir gövde gösterisine dönüşmesi ve aynı zamanda ibretlik... Bu demek oluyor ki dünya pür dikkat Türkiye’yi takip etmiş ve halen Türkiye’den nasıl bir ses çıkacak diye gözlerini kırpmadan pür dikkat Türkiye takip ediliyor. Dikkat ettim de Mısır lideri Mursi, Filistin lideri Halid Meşal o kürsüye gelişleriyle ve söylemleriyle biz artık İslam ülkeleri olarak bir araya gelebiliyoruz’un mesajını verirken, onlara alkışlarıyla destek veren binlerce insan siz bir araya geldikçe Avrupa güneş görmüş kar gibi eriyor’un mesajını veriyordu. En dikkat çeken beklide Barzani’ydi ama birilerinin beklentisi yine boşa çıktı, bu bölgede biz birlik, birliktelik istiyoruz’un bariz mesajı vardı dün kürsüde. Peki dikkat ettiniz mi tanıtım esnasında alkışa lüzum görülmeyen kişiyi, o kim diyeceksiniz, Avrupa Birliği Parlamenteri Jan Zahradil'den bahsediyorum, bu bir mesajdı Avrupa’ya ve Avrupa manyaklarına. Biz İslam âlemi olarak bir bütün olup kendi özümüze dönüp gücümüzü sahip olduğumuz değerlerden almalıyız’ın Avrupa şak şakçılığının artık bitmesi gerektiğinin en güzel işaretiydi. Bu da olacak inşallah.
Söylemlere değinecek olursak yaklaşık 60-65 maddede toplanan hedef listesi var. Yapılan ve birilerinin hayallerinin dahi kongre yapmaktan ulaşamayacağı icraatlar 2,5 saatlik konuşmada sözüm ona verilmiş bir notaydı adeta. Anlayacağınız yeni dönemde menü zengin. Tabi bu menüye dahil olacak, zamanın getirdiği sürprizler de olacak bunlar şöyle kenarda dursun vakti gelince konuşuruz. Yargıdan çalışma hayatına, ekonomiden sosyal hayata, anayasadan cezaevlerine bir sürü başlık var bunları burada yazmayacağız ama şunu söylemek isterim ilk iktidara geldiğinde bu dönem bizden çok bir şey beklemeyin demişti başbakan, Sonra önündeki çöpleri süpürdükçe, moloz yığınlarını kaldırdıkça alttan mücevherler çıkmaya başladı, şimdi 3.döneme giriyor artık bahane olarak ortaya sürülecek çok bir şey kalmadı diyebiliriz. Diyeceğim o ki bu dönem Türkiye’nin dış siyasetten iç siyasete, ekonomiden kamusal alana, eğitimden, ticari hayata, anayasadan yargıya her alanda ortak bir sesi olacak ZİRVE. Ülkede zirve, Avrupa’da zirve, İslam ülkelerinde zirve, kısacası dünyada zirveye oynayacak.
Şu bir gerçeği ki maalesef bizim ülkemizin, birileri yine bütün bunları göremeyecek. Kedinin hesabı ulaşamadıkları ciğere yine pis diye yafta vurup hikâye uydurmanın derdinde olacaklar. Ama hakikat şu ki “it ürür kervan yürür”…
Selametle.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karınca Bedduası

Kıymetli Dostlarım

İtiraf