Erkeklerin Kavgasında Kadın Olmak
Kime
sorsanız farklı bir anlam yükler “kadın olmak nedir” sorusuna. Kadının gözünden
erkeğe göre kaf dağının arkasında anka kuşu, hizmetçiye göre kralın başındaki
tac, kadına göre kadın olmak her hangi biri olmaktan farksız sıradan bir canlı.
Ama bazı kadınlar var ki tıpkı bazı erkekler gibi bulunmaz Hint kumaşı zanneder
kendini. Kadın olmak ta erkek olmak ta zordur bu dünya da...
Allah(c.c) herkesin anlayabileceği dilden ne kadar güzel açıklamış kadın ve erkeği, ikisine birden siz kulsunuz diyerek aşılmaması gereken hududu çizmiş. Kul olarak birbirlerinden hiçbir farkı olmayan, ancak takvada birbirlerine üstünlük sağlama fırsatları olan iki hadis varlık. Günümüz kapitalist ve din gerçeğinin artık hayatın dışında bir yerde mesken tutturulduğu dünyasında yarış kulvarına sokulmuş iki canlı. Üstünlük, güzellik, zenginlik, akıllılık, dayanıklılık gibi daha bir sürü sayabileceğimiz yönlerden adeta test sürüşüne çıkarılmış yeni model araba gibi hem erkek hem kadın yeni dünyanın reklam bilboardlarınısüslüyor. Dinin dolayısıyla Allah’ın kendilerine kulluk olarak çizdiği sınırıihlal eden ve yaratılışlarında gizli olan fıtri gerçeklerden uzaklaşan erkek ve kadın fıtratları ile kafa göz kavga ederek adeta dünyayı önce kendilerine sonrada birbirlerine zindan ediyorlar. Allah’ın adaletinin gereği kulluktan kopuş sebebiyle başlattığı ahirette de başka şekilde davamı muhtemel olsa ceza gerek bu durum, Allahu a’lem.
Garip olan ve bütün erkek-kadın kavgalarının adeta gözesi olan şu eşitlik safsatası yıktı geçti kadının ve erkeğin bendini. Biyolojik, fizyolojik, ahlaki hiçbir açıdan eşit olamayacaklarının idrakine varamayan daha doğrusu vardırılmayan günümüz erkek ve kadınları adeta kedi ile köpeğin didişmesi gibi didişip duruyorlar şuan anlamadıkları ama zamanı geldiğinde anlayacakları bir gerçektir, bu kavganın kazananı yok, o vakit iş işten geçmiş olacak. Arenada binlerin gözü önünde savaşan kendisinden habersiz hale getirilen iki canlı.Aslına bakacak olursan kadın ve erkek kendi alanlarında birbirlerinden öyle güçlü ki amansız kavgada bunu fark edebilene aşk olsun. Can Dündar’ın şu sözü bence çok doğru bir kadın açısından “Bir kadın güçlüdür aslında. Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceğişeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.” Gerçektende yapar ama bugünün dünyasında bu paragrafın“Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.” buraya kadarki bölümü adeta branda ile kapatılmış ve kadına sen güçlüsün, sen yaparsın, sen imkânsızı başarabilirsin, erkeğe de sen kavvamsın, sen evin reisisin, sen bu varlık âleminin kralısın sen olmazsan hiçbir şey olma lüksüne sahip değil denilip sonra yüksekçe bir yere çıkıp onların bu amansız kavgasını izleme arenası olmuş durumda bu dünya.
Oysa ne kadar acınacak durumdayız biri olmadan diğerinin psikolojik problemli bir hasta olduğu, ihtiyaç anlamında birinin diğerine bir üstünlüğünün olmadığı, her ikisinin de birbirine aynı düzeyde muhtaç olduğu bir yaratılış gerçeği. Allah (c.c) kadın ve erkeği takvanın dışında hiçbir yönden ayrı tutmuyor kullukta aynı, cezada aynı, itaatte aynı, emri bil ma’ruf nehyi anil münker’de aynı.Çünkü Allah herkesi kendi yaratılış ve fıtri özelliklerine göre değerlendiriyor.“Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler.İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir. 9/71”
Erkek ve Kadın arasında kavganın gürültünün kol gezdiği günümüz dünyasında enerjimizin neredeyse tamamını boşa sarf etmemize sebep olan bu konunun en temel kaynağı hadlerin ve Allah’ın çizmiş olduğu hudutların bilinmemesidir. Her iki varlık birbirlerini anlamaya ve birbirlerine birbirlerini anlatmaya çalışmak yerine sadece tanıma yoluna gidip eksiklerini tamamlama gayretinde olsalar zannediyorum ki bu kadar enerji kaybı olmaz. Bizce Erkek ve Kadın birbirlerinin hakimiyet alanını tanıyan iki ülke gibidir. Bütün kavgalar sınır ihlalleri yüzünden çıkmaktadır. Resulullah (s.a.v) kadınlarıkaburga kemiğine benzetmiş düzeltmeye kalkışılması durumunda kırılacağı, kendi haline bırakılması durumunda daha da eğileceğini söylemiş, bu sebeple denge siyasetini tavsiye etmiştir.
Öyleyse şu söz hem erkek hem kadın için bir düstur olmalı;
Kadın; erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı!
Öyle olsaydı ezilirdi!
Üstün olsun diye başından da yaratılmadı!
Ama göğsünden yaratıldı, eşi olsun diye!
Kolun biraz altında, korunsun diye!
Kalp hizasında sevilsin diye!
Öyle olsaydı ezilirdi!
Üstün olsun diye başından da yaratılmadı!
Ama göğsünden yaratıldı, eşi olsun diye!
Kolun biraz altında, korunsun diye!
Kalp hizasında sevilsin diye!
Bir Kanuni’yi okumak lazım okuyup düşünmek… onun beyitlerine şöyle bir gönül gezdirmek lazım. Fatih Sultan Mehmed Han ne güzel söylemiş.
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana
Sevelim sevilelim, tanıyalım tanınalım bu dünya kimseye kalmaz. Selam ve Dua ile…
e mail: hfz_samsun55@hotmail.com
twitter : https://twitter.com/sahih_tweet55
e mail: hfz_samsun55@hotmail.com
Yorumlar