Yarış mı yapıyoruz, Teravih mi kılıyoruz?

Ramazan geldi hoş geldi. Sayılı gün çabuk geçer derler ramazan da sayılı olduğu için bir hafta nasıl geçti anlamış değiliz. Bereketini bu kadar hıza rağmen hissedebiliyoruz bu aziz ayın.
Gündüz saim gece kaim olan İslam beldesi sakinleri dolu dolu mübarek bir ay idrak etmenin peşinde ve hazzındalar.  Sadece Allah rızası için, ecrini yüce yaratıcıdan bekleyerek her türlü nefsani ve bedeni isteklerden uzak geçen vakitler akşam olmasıyla birlikte yerini biraz rehavete, biraz tembelliğe ve biraz da gaflete bırakıyor.
Gündüz mukabelelerle, çocuklarla şenlenen camiler gece teravihle şenleniyor. Konu namaz olunca durum biraz farklı oluyor ama teravih olunca bambaşka bir yöne kayıyor. Normal seyrinde başlayan namaz nasıl oluyor bilmiyorum teravihle birlikte bambaşka bir hale bürünüyor özellikle mahalle camilerinde.
Benzetmem o ki uçak kalkmazdan önce pistte havalanacağı yere kadar normal seyrinde gelir ve pistin sonuna doğru uçuşa geçmezden birkaç saniye önce artık motorlar turboya geçer ya, bizim teravihlerde aynı böyle. Sanki imam arkaya dönüp baktığında cemaat uçuşa geçiyoruz kemerleri sıkı bağlayın, müezzinin ikazı gelene kadar kemerleri çözmeyin, Allahüekber ve uçuşa geçiyoruz. Sonrası mı ne okunan Kuran’a benziyor, rukû rukûya, ne secde secdeye, ne de kaide-i ûla ve ahîra oturuşa benziyor.
Usain Bolt bile bizim imamların hızına hayret eder, trafik polisleri radar koysa mahalle camilerindeki imamlar hız sınırını aştığı için ceza yer daha nasıl anlatılabilir bilmiyorum bu kılınan teravihlerin teravih olmaktan çıkıp bir yarışa dönüştüğü. Düşünebiliyor musunuz imam önüne saat koyuyor; bakalım kaç dakikada bitecek, hadi millet karşı camiden önce çıkmamız lazım, vira bismillah.
Doktorların da bu işe el atması lazım, iftarda o kadar yedikten sonra bu kadar hızlı kılınan namazın ne kadar tehlike arz ettiğinin de bir cevabı olmalı. Dolup taşan mideler bu kadar ani kasılmalar sonucunda maazallah bir yerlerden patlak dahi verebilir. Gel gör ki kime anlatacaksın. İmam efendi kan ter içinde, cemaat kan ter içinde namazın sonuna doğru artık; huuutt diye çıkan sesler, artık son rekatla oh be dünya varmış diyenler sanki adam ralli arabasından indi de adernalini zirvede bir yarışı tamamladı.
Kıraate “Yâhut artır ve Kur'an oku, tertil ile yavaş yavaş güzel güzel” ayet-i celilesindeki buyruğa gelince, görüyorum ki teravihte okunan surelerde bu ayetten eser yok. Yuvarlanıp giden harfler, tecvid zaten Allah versin, talim gören olursa selam söylesin, okuyuş güzelliği aman Allahım kuru gürültü. Artık sonlara doğru ses de cızırdamaya başlıyor.  Makineli tüfekten çıkan mermi gibi peşpeşe tak tak tak okunan sureler, bir bir devrilen rekâtlar…
Vitr namazına gelince uçak inişe geçiyor, biraz daha rahat, sanki teravihte kazanılan zamanı vitr’de kullanmak istercesine daha ağır, daha dikkatli. Az önce kılınan 20 rekat neydi. O namaz değil mi? Bir fırtına geldi geçti.
Arkadan bakıyorum amca artık namazın sonlarına doğru yerinden zor kalkıyor, diğer ayağını öne atarak kalkıyor, sırtındaki cübbeye geçmiş ter. İmam efendinin yanındaki peçete artık isyan demlerinde…
Ben diyorum ki 20 rekât arkamızdan atlı koşuyorcasına bu ibadeti işkence aracı olarak kullanmak, bu cemaate eziyet etmek yerine ya daha yavaş, zevkine vararak namazı namaz gibi ibadet bilinciyle kılalım, ya da 8 rekatı Hz. Peygamber’in sünneti olduğu üzere adam gibi kıldırıp cemaate; cemaat biz devam edeceğiz yavaş yavaş kılmak isteyen varsa buyursun yoksa kimse kimsenin vebaline ortak olmasın diye cemaati uyarıp çıkmak, daha doğrusu kaçmak isteyenlere yol versin.
Namazımız namaz gibi, ibadetlerimiz ibadet gibi olsun. Yangından mal, düşmandan ganimet kaçırıyorcasına kılınan namaz ne dünyada ne de ahrette kimseye fayda sağlamaz…
Okunan Kur’an-ı Kerim’in lanet ettiği, hançeresinden geçmediği, kılınan namazın paçavra gibi ahirette suratına vurulduğu defolu bir ibadet anlayışı Müslüman’ın şiarına yakışmaz.
Mademki bu rahmet ayıdan hissemize düşeni almak için çaba sarfediyoruz şeytanın zincirine dolanıp hep aç kalıp hem de fayda görmeden, hem ayakta kalıp hem de fayda görmeden bu ayı israf etmeyelim.
Cemaat böyle istiyor ne yapalım diyen imam kardeşlerim Allah (c.c) namaz kıl diyor koşu yap, yat kalk, yerden ekin topla demiyor. İmam böyle yapıyor ne yapalım diyen Cemaat-i Müslimin uyarmak ve doğur olanın uygulanmasını sağlamak senin vazifen, olmadı git gerekli makama şikâyetini ilet. Şikâyetini iletirken “hah elime düştün seni hergele” mantığı ile değil huzurlu bir ibadet, şuurlu bir ramazan ve en önemlisi Allah’ın rızasına uygun bir kulluk bilinciyle hareket edelim.

Ramazanınız ramazan olsun, oruçlarınız kabul dualarınız makbul olsun. Afiyette kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karınca Bedduası

Kıymetli Dostlarım

İtiraf