Duygusal Bir Deneme:
Bugün bir kağıt evin içinde süzülüverdi elime aldığım kalınca albümün içinden, bir oyana bir buyana, sanki istemiyordu gelmeyi, kaçar gibi, bir martının deniz üzerinde süzülüşü gibi süzüldü kaydı avuçlarımın arasından. Mavi halı sanki bir martının kanatları altındaki deniz gibiydi ilk bakışta satırlar karalı kağıdın altında sonra, ama sonra elime alıp gözüm satırlara ilişmeye başladığında ufuktan başlayan karartı batmak üzere olan güneşin gruptan koşar adımlarla uzaklaşması ve gündüzün yerini zifiri karanlığa bırakması gibi simsiyah yaptı odanın içini. Git diyordu sadece, bir defa karalanmış değildi tek sayfa kağıdın üzerine, defalarca defalarca yazılmış ve git diyordu... Yazıyı inceledim okurken bir taraftan eller o kadar titriyormuş ki yürekteki volkanik patlamanın etkisi parmaklarda deprem olarak çıkmış gün yüzüne ve zihindeki nefret satırlara galiz cümleler olarak dökülmüş. Bir şey fark ettim şüphe vardı sanki biliyor gibiydi yazıyı kaleme alan eller gitmeyeceğimi, git d...