Aşure Günü ve Öğretmenler Günü


Gün itibari ile Anneler Günü, Babalar Günü ve Öğretmenler Günü v.s gibi günlere itibar etmemekle birlikte -her ne kadar kapitalist dünyanın bir tuzağı olsa da- öğretmenler günü güzel bir güne denk geldi. Aşure Gününe…
Aşure gününde olan olaylara baktığımız zaman birçok hadiste de zikredildiği üzere önemli olayların gerçekleştiğine inanılır. Öğretmenler günü ekseninde bakacak olursak bazı güzelliklere işaret edebiliriz. Yeryüzünün ilk insanı ve ilk peygamber Âdem(a.s) aynı zamanda yeryüzünün ilk öğretmeni ve ilk öğrencisidir. Hz. Âdem(a.s)’in cennetten Allah’ın emrine itaatsizliği sebebiyle kovulduktan sonra bu günahtan arınması bu güne denk gelir, yani Hz. Âdem(a.s)’in tövbesinin kabul günü.  Yeryüzünün ikinci kurucusu diyebileceğimiz Nuh(a.s) ve yeryüzünün ikinci öğretmeni… Nuh tufanıyla birlikte yeryüzünden insan ve mahlûkat neslinin silindiği rivayetler arasındadır sadece Nuh(a.s)’un gemisine binenler müstesna. Nuh(a.s)’un gemisinin karaya oturup yeryüzünden suların çekildiği gün… Nemrut ve onun kavmine putların acziyetini öğreten, putlara tapınmanın Allah’a şirk olduğunu öğretmek için bütün putları kırıp alay eden, ayrıca bir ders verme metodu öğretircesine putlardan en büyük olanının boynuna baltayı asıp onun kırdığına işaret ettiği münasebetiyle atıldığı ateşten Allah’ın yardımı ile yanmadan kurtuluşu yine bugüne denk gelir. Son olarak İslam’ın ilk öğretmeni, Suffe Okulunun ilk müdürü, Suffe Fakültesinin ilk dekanı, Suffe Üniversitesinin ilk Rektörü Resulullah(s.a.v)’in Musa(a.s)’yı ben Yahudilerden daha çok severim diyerek sahabeye oruç tutmasını emrettiği gün…
İbrahim(a.s) olayından ibretle bugünün öğretmenlerine ne kadar büyük bir iş düştüğünün herkes farkındadır. Özellikle İslam’ın ilk öğretmeni Resulullah(s.a.v)’i örnek alıp onun önderliğinde hizmet edenlere öğretmenlik mesleğini rızık kapısı olmakla birlikte bir meslek değil bir hizmet, halka hizmetin hakka hizmet olduğu idrakinde olanlara. İbrahim(a.s) putlara karşı mücadele etmişti ve onun neslinden gelen Muhammed(s.a.v)’de öyle. İki peygamberin ortak özelliğini düşünecek olursak insanların zihinsel anlamda merkezlerine, hem içtima-i hem de siyasi merkeze yerleştirdikleri putları kırmaları… Peki bugünün öğretmenleri ne anlamalı bundan ya da biz her birimiz bir öğretmen olarak nasıl bir çıkarımda bulunmalıyız. Şöyle ki siyasetin, teknolojinin, tekniğin, yöneticilerin, maddiyatın ve en genel anlamda dünyanın kendisi ile dünyalığın birer put haline geldiği günümüz dünyasında öğretmelere düşen yani bize düşen iş, bu putları kırmak ve aile hayatımızı,  içtima-i hayatımızı ve hem de siyasi hayatımızı bu putlardan arındırma gibi ihmal edilemez bir ödevimizin sorumluluğumuzun olduğunu unutmamalıyız.
Bu hastalığın en etkin doktorları bence öğretmenlerdir. Onlar ki körpe, daha henüz pisliğe bulaşmamış, insanlığın hayat kargaşasında beyni yorulmamış, meyvesinden dolayı taşlanıp yılmamış çocukların birer mürebbisi olarak onların kafalarına bu putlara karşı adeta bir anti virüs programı kurarcasına ilim, ahlak ilkelerini yerleştirebilirlerse o zaman hem bu savaşta nefer kazanmış hem de bu put geleneğinin köküne kibrit suyu dökmüş olurlar.
İşi vaktinden çok olan ilim, irfan, istikamet sahibi öğretmenlere ve onların birinci sıradan destekçisi ailelere önemli vazifeler düştüğü aşikâr. Bu münasebetle, dünyevi olduğu kadar uhrevi sorumluluğu Everest Dağı kadar olan bu görevde bütün öğretmenlere kolaylıklar diliyor hem aşure gününü hem de -her ne kadar kapitalist bir tuzak olsa da- Öğretmenler Gününü kutluyorum
Allah yar ve yardımcınız olsun selam ve dua ile…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karınca Bedduası

Kıymetli Dostlarım

İtiraf