Arakan, Afrika ve Biz Mirasyediler
Günlerdir sosyal, yazılı görsel medyada yer alan haberler… aynı göruntuler bır oncekı
sene Güney Afrıka ülkelerinde yaşanmıştı. Arakandan bahsediyorum. Somali’den,
Burkine Faso’dan, Sudan’dan ve daha aklıma gelmeyen nicelerinden.
Günlerdir
içimi sızlatan İslam âleminin halini ayaküstü yazayım istedim. Yolculuk
İstanbul’a. Cumadan çıktım ve haberlere şöyle bir göz atayım dedim önüme gelen
acı manzara beni hem ağlattı, hem utandırdı, hem kendi hayatımı sorgulattı ve
hem de bir nebze de olsa göğsümü kabarttı. Cumaya gitmeden önce gardırobumu
açtım hangi elbise hangisinin altına gider tartışması yapıyordum nefsimle. Arakandaki
görüntüleri görünce yazıklar olsun sana diye seslenme ihtiyacı hissettim gayri
ihtiyari nefsime. Günlerdir sosyal medyanın gündemden düşürmediği Arakanlı
kardeşlerimiz için hassasiyetle paylaşım yapan herkes tesekküre, takdire
layıktır ve yaptıkları takdire şayandır. Herkese teşekkür ederim 75 milyon
Türkiye halkı adına ve milyonlarca Müslüman adına. Belki de bu sayede bam
teline dokunduk Osmanlı’nın torunlarının ki nerede bir mazlum oraya koşma
erdemini hiçbir ırk, millet, din gözetmeden gösteren.
Müslümanlar
artık peygamberi ahlaktan kopmanın şuursuzluğu ile maalesef zil zurna sarhoş.
Birbiri ile yarışmaktan, artık doymayan her tattığı zevk sonrasında bir
başkasına ulaşmak, kibir ile obezite olmuş nefsini tatmin etmek için gayri
meşru olsa bile her yola başvurmayı alışkanlık haline getirmekten, kendi nefsi
için çalışıp çabalamaktan dünya üzerinde yaşayan ümmet bağı ile sıkı sıkıya
bağlı olduğu kardeşlerini maalesef göremez olmuş. En fakirimizden en zenginimize
maalesef sahabede zirve yapan diğergamlık duygusundan öylesine yoksunuz ki
artık nefsimizin şımarıklığı yüzünden hem varlık içinde yokluk yaşıyoruz, hem de
var olduğu halde hiçbir Müslüman’ın yokluk hali ile hallenemiyoruz. Giydiğimiz
elbiselerin, yediğimiz yemeklerin gezdiğimiz yerlerin haddi hesabı yokken
göbekleri önüne sallanmış Müslümanım diyen kardeşlerin AÇIZ yazan tişört
giyerek cadde cadde dolaşmaları gerçekten manidardır ve bu manevi çöküşün adeta
siren sesleridir.
Yurt dışına çıktığımda konuşma fırsatı
bulduğum Kazakistanlı, Taylandlı, Cezayirli ve birkaç ülkeden kardeşlerin
Türkiye deyince gözlerinde gördüğüm sevgi, muhabbet, heyecan ve hadi neredesiniz
Alem-i İslamiyye sizi bekliyor dedelerinizden devraldığınız mirasa sahip çıkma
sırası sizde dercesineki ışıltı hala ruhumda derin etkisini sürdürmekte. Ortak
dilin Esselamu Aleykum olduğu bu prıl pırıl kardeşlerin neredesiniz dercesine
ki çığlık atan bakışları fakiri derin düşüncelere sevk etmekte. Toplum
hayatımızda dejenere olan değerlerimizin, kaybolmaya yüz tutan köklü gelenek ve
hassasiyetlerimizin bedeli zannedersem ağır ödenecek. Tek tip insan yetiştirme
çabasının defolu ürünü olan yeni neslin bazı kesimleri akıllara ziyan düşünceleri
bizi diğer Müslüman kardeşlerimizin derdine ortak olup “Komşusu açken tok yatan
bizden değildir” hadisini hayata geçirmekten ne kadar alıkoyduğunu ayan beyan
görebiliyoruz. En son örneği bir siyasi partinin üst düzey yöneticisinin Arakan’a
yapılan yardımı sorgulaması ve o yardımların karakol yapımında, Türkiye’deki
ailelere dağıtılmasının hesabını yapması gelinen noktanın ne kadar vehamet
verici olduğunun bir göstergesidir.
Vakit
Müslümanların, özellikle Türkiye Müslümanlarının kimin varisi olduklarını
atalarından yadigar kalan diğergamlık ve komşusu açken tok yatamama düsturunu,
fakirin halini sormadan kendi haline bakmama erdemliliğini tekrardan kıyama
kaldırma vaktidir. Biz yoksak yanlarında başkalarının olmayacağı kardeşlerimizin
bütün imkân ve kalbi duygularımızla yanlarında olma vaktidir.
Vakit
İman tazeleme vaktidir.
Yorumlar