Sen Ne Güzel Vaizsin Ey Kabir Anlayana


Herkese malum olduğu üzere bugün Ramazan Bayramı arifesi. Yarının tatlı heyecanı bugünden başlamış durumda. Herkes bir plan yaparken planı olmayan birileri de var aslında. Issız mekânlarında görmek isteyenlere ibret pencerelerini aralamış ziyaretçilerini bekliyor, kim bilir gelecek bir besmeleyi ne kadar özlüyorlar.
Bizde fakir, varalım ceddin kabri başına ılık bir Kur’an rüzgarı estirelim dedik. İlk aklıma gelen Rasulullah(s.a.v)’ın selamı ne çok şey ifade ediyor, “Ey mü'minler yurdunun sakinleri! Selam size bizlerde inşallah sizlere kavuşacağız Allah-u Teala'dan bizim ve sizin için afiyet, ahiretle ilgili korku ve sıkıntılarda selamet ve sıyanet dilerim”. Mü’minler yurdunun sakinlerini ziyarete gittik anlayacağınız. Onlara kavuşacağımız anın belirsizliği ne kadar acı bir duygu. Peki ya dünya telaşına dalmışlığımızın bize unutturduğu hakikat… Kim bilir ne anlatmak istiyorlar ıssız saraylarından, ne vaaz vermek istiyorlar hareketsiz mekânlarından.Gözler kabre daldığında, gönül ahireti seyreder.
Bulundukları yer itibari ile bir değerlendirme yapmak ağırıma gidiyor desem yeri. Çünkü o kadar geniş mekanlara sığamadığımız şu dünya hayatında kuru kavga, gürültü ve kaybedeni, kazananı ahirette belli olan amansız savaş kim bilir onlardan neler götürdü ve farkında olmadığımız biz fanilerin hayatından neler götürüyor. Kalkabilseler, seslerini duyurabilseler, kendilerini bulundukları dünyadakilerin gözüyle daracık iki yar arasında birazcık oynatabilseler neler söylerler neler.
 Kimler gelip geçmediki bu yoldan diye gözüm mezarlığın yanından gecen yola kayıyor. Sonra birde kabristana… Tahminim benim tanıdığım belli bir yaşın üzerindekilerden bu yolda bir zamanlar mekik dokuyanlar şimdi ıssız yurtlarında ebedi istirahata çekilmişler. Onlar bir Fatiha’dır beklerken dünyadakiler gözü yaşlı onları keder ve hicran içinde yad eder.
Kimisi rayban gözlüğü ile kabir başında mahzunken, kimi elindeki bir buket çiçeği kabre iliştirmekten başka elinden bir şey gelmemenin tarifsiz hüznü, kimi ise ecdadına bir Fatiha gönderebilmenin coşkusu ile mesud geri dönüşe geçer ahiret istirahatgahından geçmişinin. Asıl maksadın onlara bir Fatiha, bir buket çiçek veya siyah elbise, rayban gözlükle orada bir lahza bulunmak olduğunu zannedenlere eyvahlar demek gelir içimden. Rasulüllah ne güzel buyurmuş “Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Şimdi ise ziyaret edin. Çünkü kabir ziyareti size ölümü hatırlatır(Müslim)”. Yahya Kemal’in Sessiz Gemi’si çok şey anlatır kabir başında tefekkür edebilmesini bilebilenlere.
SESSİZ GEMİ
Artık demir alma günü gelmişse zamandan,
Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu!
Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal
Ölümü hatırlayıp hayatımızı ona göre tanzim edebilmek ümidiyle Ramazan Bayramınız Mübarek olsun. Selam ve dua ile…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karınca Bedduası

Kıymetli Dostlarım

İtiraf